Oğuz Atay
Oğuz Atay
Önce sevinç uyutmadı beni hiç, ardından
Üzüntüler nöbet tuttu bütün gece içimde.
Sonunda ikisi de gidince başımdan
Uyumuşum, ama ah, her bahar gecesi
Bir yaşlı güz sabahı getirdi ardından.
Bilirsin, senin derdin benimdi hep
Benimki de bilirim, tümüyle senin
Paylaşmazsam bir sevinci seninle
Hiç olmadı benim de sevincim.
Bertolt Brecht
Hatırımda sadece Nergis'in numarası vardı. Onunla da dargındık. Onur'a bir şekilde ulaşmak zorundaydım. Bulunduğum yerden hiçbir yere kımıldayamıyordum. Elimde, içinde bilmediğim numaraların olduğu bir telefon vardı. Her tarafı beyazlara boğulmuş bu hastane odasında Nergis'i neden arayamayacağımı kendime tekrar tekrar anlatıyordum.
Büyük bir tartışmaydı. Zaten yakın arkadaşlarla küçük tartışmalar yapılmazdı. İlk büyük tartışmamız ve son konuşmamızdı. Terk eden bir sevgili gibi eşyalarımı toplayıp, çıkıp gitmiştim. Bir daha onun yüzünü görmeyeceğime yemin etmiştim. Kavganın sebebini belki daha sonra anlatırım. Şimdi Onur'a nasıl ulaşacağımı bulmam gerekiyor.
"Azıcık pişmanlığa benzemiyor mu bu rahatlık? diye düşündüğüm oluyor. Hayır hayır! Pişmanlığın tadı da başkadır. Ah küsüşüne, küstürdüğüme pişman olabileceğim bir arkadaşım olsa da gidip ayaklarına kapansam!.. Çocuklar gibi "Yalvarma!" dese de yine konuşmasa. O güzel pişmanlık hissi çocuklukta kaldı. Şimdi nerede? Ara ki bulasın. Sonuna kadar küsüp yeni dostluklar kuracağız. Bu iş sonuna kadar böyle gidecek. Kim bilir belki de bu böyle olduğu için, tecessüsümüz hiç eksilmeden yeniden yeniye doğduğu için yaşamak insanlarla beraber güzel değilse bile çekici bir şeydir."
Sait Faik Abasıyanık
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)